13 Eylül 2018 Perşembe

Şarap 1: Büyük bir şölen

"Çabuk, bana bir bardak şarap getirin ki, zihnimi ıslabp akıllıca bir şeyler söyleyeyim."
Aristophanes (MÔ 450 - 385 civarı)

MÔ 870 civarında Asur kralı il. Asurnasirpal, yeni başkenti Nimrud'un onuruna tarihteki en büyük şölenlerden birini düzenledi. Yeni kentin merkezinde, geleneksel Mezopotamya tarzında bir kerpiç platform üzerine inşa edilen büyük bir saray yükseliyordu. Sarayın yedi muhteşem salonunun süslü ahşapbronz kapılan vardı ve çalısı sedir, servi ve ardıç ağaayla kaplıydı. Usta işi duvar resimleri, kralın yabana topraklardaki askeri kahramanlıklarını sergiliyordu. Saray kanallarla ve şelalelerle çevriliydi; meyve bahçeleri ve bostanlar hem yerel bitkilerle, hem kralın uzak diyarlara yaptığı askeri seferlerde toplanan bitkilerle doluydu: O zamanın bir çiviyazısı yazıtına göre; "güzel kokuda" birbiriyle yarışan hurma ağaçlan, sedir ağaçlan, serviler, zeytin, erik ve incir ağaçlan ve üzüm asmaları. Asurnasirpal yeni başkentini, Kuzey Mezopotamya'run büyük bir bölümünü kapsayan imparatorluğunun her tarafından getirttiği insanlarla doldurdu. Bu kozmopolit bitki ve insan nüfusuyla başkent, kralın imparatorluğunun küçük bir kopyasıydı. İnşaat bitince, Asurnasirpal kutlamak için muazzam bir şölen düzenledi.

Şölen on gün sürdü. Resmi kayda göre kutlamaya toplam 69 bin 574 kişi katıldı: İmparatorluğun çeşitli yerlerinden gelen 47 bin 74 kadın ve erkek, Nimrud'un 16 bin yeni sakini, diğer devletlerden 5 bin yabancı soylu ve 1500 saray görevlisi. Amaç, kralın hem kendi halkına, hem yabancı temsilcilere gücünü ve zenginliğini göstermekti. Şölene katılanlara 1000 semiz sığır, 1000 dana, 10 bin koyun, 15 bin kuzu, 1000 süt kuzusu, 500 ceylan, 1000 ördek, 1000 kaz, 20 bin kumru, 12 bin başka küçük kuş, 10 bin balık, 10 bin ak tavşan ve 10 bin yumurta ikram edildi. Sebze pek fazla değildi: Yalnızca 1000 kasa. O krallara özgü abartma payını çıkartsak bile, açıkça destansı ölçekte bir şölendi. Kral böbürleniyordu: "Konuklarıma gerekli saygıyı gösterdim ve onları memleketlerine sağlıklı ve mutlu gönderdim."

Ne var ki, şölenin en etkileyici ve anlamlı yönü, kralın içki tercihiydi. Asurnasirpal, Mezopotamyalı mirasına karşın, şölenindeki baş köşeyi Mezopotamyalıların alışılmış içkisine vermemişti. Saraydaki oyma taş rölyefler, onu kamışla bira içerken göstermez; aksine, olasılıkla altından yapılmış yayvan bir kaseyi, yüzüyle aynı hizaya gelecek şekilde sağ elinin parmak uçlarında zarif bir biçimde dengede tutarken betimlenir. Bu kasede şarap vardı.

Biranın pabucu dama atılmış sayılmazdı. Asurnasirpal, şöleninde 10 bin küp bira ikram etti. Fakat ikram edilen şarabın miktarı da 10 bin tulumdu. Miktar aynı, fakat çok daha etkileyici bir zenginlik gösterisi; çünkü kuzeydoğuda dağlık diyarlardan ithal edilmesi gereken şarap, Mezopotamya' da nadir bulunan bir içki olmuştu hep. Şarabı dağlardan ovalara taşımanın maliyeti, şarabı biradan en az on kat daha pahalı yapıyordu; bu nedenle şarap, Mezopotamya kültüründe egzotik yabana bir içki olarak görülürdü. Dolayısıyla, şarap içmeye yalnızca seçkinlerin gücü yetebilirdi ve esas kullanımı dinseldi.


Nadir bulunurluğu ve yüksek fiyatı; şarabı, bulunduğunda da tanrılar tarafından tüketilmeye layık bir içki yapmaktaydı. Pek çok kişi hayatında hiç tatmamıştı. 

Bu nedenle Asurnasirpal'ın 70 bin konuğuna eşit miktarda şarap ve bira ikram edebilmesi, zenginliğinin canlı bir kanıtıydı. İmparatorluğunun sınırları içindeki uzak bölgelerden getirilen şarabı ikram etmesi gücünü göstermekteydi. Daha da etkileyici olanı; şarabın bir kısmının kendi bahçesindeki asmalardan yapılmış olmasıydı. Bu asmalar o zaman adet olduğu üzere diğer ağaçlarla iç içeydi ve gelişmiş bir kanal sistemiyle sulanmaktaydı. Asurnasirpal yalnızca dillere destan ölçüde zengin değildi; zenginliği ağaçlarla fiilen artıyordu. Yeni kentin kitabesinde bu yerel şarabın tanrılara ritüel sunumu yer alıyordu. Nimrud' da daha sonraki ziyafet sahneleri, ağaç sedirlere oturmuş ve etrafı hizmetçilerle çevrili insanları yayvan kaselerden şarap içerken gösterir; bazı hizmetçilerin elinde şarap testisi, bazılarında yelpaze ya da haşereleri bu değerli sıvıdan uzak tutmak için sinek kovucular vardır. Bazen büyük saklama kaplan da betimlenir; hizmetçiler testileri bu kaptan doldururlar.

Asurlular zamanında şarap içmek, ayrıntılı ve resmi bir sosyal ritüele dönüştü. MÖ 825 civarına ait bir dikilitaş, Asurnasirpal'ın oğlu 111. Şalmanezer'i bir güneşliğin alhnda otururken gösterir: Sağ elinde bir şarap kasesi tutmaktadır, sol eli de kılıcının kabzasına dayalıdır ve bir ricacı, ayaklarının önünde diz çökmüştür. Bu tür propagandaların sayesinde, şarap ve şarap içmekle ilişkili gereçler, gücün, zenginliğin ve ayrıcalığın simgeleri haline geldi.